18 Ekim 2016 Salı

Hadi hadi hadi

Günün Özeti:
Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk BEETHOVEN
Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi; DOSTOYEVSKİ
6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kızkardeşi nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız; Onun adı KAFKA
11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor; GORKİ
Babasından sürekli kemerle dayak yiyen bir çocuk.. Çogu geceler sokakta yatıyor. Cildi hasta, karaciğerinden muzdarip ; BUKOWSKİ
13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu; VİRGİNİA WOOLF
Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor;CHARLES DİCKENS

HADI BIRAKIN  MIZILDANMAYI SIMDI HERKES AMACININ PESINE...  Geç hiçten iyidir. Sevgiler



30 Mayıs 2016 Pazartesi

Normalin İmkansızlığı

Günün Özeti: Normali yakalamak her konuda gün geçtikçe imkansız hale geliyor. Büyük bir değişim fırtınası tüm hayatımızı, bilinen temelleri, koyduğumuz kuralları, dengeyi zorluyor ve daha karışık içinden çıkılmaz, zor yönetilir, çözülmez hale getiriyor. Hareket edememe hissi, hatta gerileme sinyallerini duyuyoruz. Peki ne mi yapmalıyız? Akışına bırakmak yerine ipleri elimize almak, önceliklerimizi doğru belirlemek, terazinin dengesinin şaşmasına izin vermemek ve en önemlisi; farkındalığımızı artırıp her konuda daha kontrollü olabilmek için kendimize bir iyilik yapıp destek almalıyız. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Hele Bi Vazgeçsene!

Günün Özeti: Vazgeçebilmek bir erdem. Bir deli güzel meziyet ki insan kolay kolay kavrayamaz önemini. Gençken daha zor buna vasıl olmak. (Tabi öyle gençler var ki ihtiyarlardan bilge) Geri kalan çoğumuz seneler geçtikçe anlarız vazgeçebilmenin kıymetini. Hayat öğretir bize. Hayat ve bir de kronikleşmiş hatalarımız... (Ne yazık ki ders almayı bilmeyenler asla öğrenemeyecektir) Genelde zannediyoruz ki vazgeçmek zayıflık belirtisi. Hatta bir nevi korkaklık, adeta acizlik. Halbuki tam tersi... Ancak kendine güvenen, karakteri sağlam ve komplekslerinden arınmış olan insanlar vazgeçmenin erdemine vakıf olabilirler. Şu hayatta yaşadığımız sorunların çoğunu vazgeçemediğimiz için yaşıyoruz aslında. Israr ve inat ettiğimiz için. Takıntılarımızdan dolayı. Farklı ve bir o kadar da zıt olan takıntı ve tutkuyu birbirine karıştırıyoruz çünkü. Hadi dönüp bakalım kayıplarımızın sebeplerine ve alalım gerekli derslerimizi. Çünkü derslerimize çalışmazsak yerimizde saymamız kaçınılmaz son. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

20 Mayıs 2016 Cuma

Beklementi

Günün Özeti: Henüz Tıbbın çare bulamadığı, kesinlikle Norveçli Bilim Adamlarının üzerinde çalışması gerektiğini düşündüğüm, tüm iletişimlerin düşmanı beklentius hayal kırıklius. İlişkileri zehirleyen, olmazsa ölecekmişiz gibi hissettiren, huzur düşmanı bir takıntı hali.
 Hayal kurmanın güzel ve geliştirici olduğu bir gerçek. Motivasyon için gerekli. Ancak en büyük hata birileri veya bir şeyler üzerinde kurduğumuz hayallerin gerçek olacağına mantık üzeri kendimizi inandırmak. İlerleyen süreçte inandığımız hayalin gerçekten uzakta olduğunu fark ettiğimiz anda düştüğümüz durum, ego savaşından başka bir şey değil.
Bir terazi gerek;  kişiler veya olaylar üzerinden dengeli beklentilere girmek için... Kendimiz, annemiz, babamız, kardeşimiz, çocuğumuz, sevgilimiz, kocamız, arkadaşımız, işimiz, vücudumuz, sağlığımız; ne veya kim olduğu fark etmez, Gerçekçi ve motive eden-hedef koyan-geliştiren türden olmalı; gerileten, takıntı yaptıran, negatif beklentiler değil. Gerçekleşmediğinde intikam alma dürtüsüne yenik düşmemek için kendimize dürüst olmalıyız. Hadi şimdi hayata karşı tüm beklentilerinizi gözden geçirelim ve o küçük kelepçeler için neler yapacağımıza karar verelim. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

19 Mayıs 2016 Perşembe

Beslenme Alışkanlığı


Günün Özeti: Beslenmek hayatın en önemli yapı taşlarından. Beslenme alışkanlıklarımız malesef küçük yaşlarda oluşmaya başlıyor. Hatalı olarak edindiğimiz alışkanlıklar ise ilerleyen yaşlarda kilo problemlerine sebep oluyor. Yemek seçmek, yemek yeme hızı, beslenme tercihleri, susayınca su içme, öğün atlama, şeker yüklenme hep biz bebekken bilinçaltımıza işleniyor. Etraftan öğreniyor ve pekiştiriyoruz. Çocuğunuzu abur cuburla erken tanıştırıp, ödülleri fast food menüleriyle verip, evde sofra kurmak yerine "acıkan istediği zaman istediği yerde yer" kuralsızlığıyla büyütmemeliyiz. Farklı ve faydalı besinlerle onları tanıştırıp, şans vermesini sağlamazsanız, ona kilo problemleri yaşayan, sağlıksız bir gençlik hediye etmiş olma ihtimaliniz yüksek. Şuandan itibaren yapmanız gereken evdeki eski kuralları ya da kuralsızlıkları bir kenara bırakıp yanlışları tespit etmeniz. Sonrasında yeni beslenme şeklinizi belirlemek ve bununla birlikte gerekli motivasyonu çocuğunuza sağlamak. İnanın çocuğunuz için yaptığınız bu değişiklik size de büyük fayda sağlayacak. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

8 Nisan 2016 Cuma

Öğrendim Ben, Bitti Oldu

Günün Özeti: Öğrendiğimiz şeyleri nasıl kalıcı hale getirebileceğimiz ile ilgili türlü yöntemler var. Ama bunların içinde kesinlikle en önemlisi öğretmeye çalışmak hiç kuşkusuz. Çünkü bundan iyi pratik yapma yöntemi olamaz. İnsan paylaştıkça çoğalır, daha çok öğrenir, öğrendiğini zannettiği şeylerde kaçırdıklarını yakalar, pekiştirir hatta uzmanlaşır. Öğrendiğimizi saklamak ise onları var olanı küçültür, gelişmemizi engeller, zamanla silinir gider. Artık bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki yaşadığımız dönem sayesinde... Önemli olan var olan bilgiyi öğrenme sürecimize sokup kalıcı hale getirmek. Uzun lafın kısası öğrendiğimiz her şeyi ihtiyacı olan veya ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz kişilerle paylaşmamız ve bunu kendimiz için yaptığımıza yürekten inanmamız. (kazan×kazan durumu) Geç hiçten iyidir. Sevgiler


7 Nisan 2016 Perşembe

Tek Ebeveynli Dev Aile

Günün Özeti: Boşandım, ayrı yaşıyorum, eşimi kaybettim, ya da çocuğumu tek başıma büyütmeye karar verdim. Sebebi ne olursa olsun son zamanlarda bu aile tipi gün geçtikçe hatrı sayılır oranda artmaktadır. Böyle bir durum içerisindeysek bir takım olumsuz getirilerle mücadele etmek durumunda kalabilme ihtimalini göz ardı etmemeliyiz. Doğuracağı kötü sonuçları sıralayıp can sıkmak ve panikletmek derdinde değilim. Ancak huzur ve çocuğumuza faydalı olabilmek için ilk adım (en zor olan) sınırları çizmek olmalı. Hem de hayatın her alanındaki sınırları... Çünkü ilerleyen süreçte vakit yetersizligi, olası ekonomik sıkıntılar, yalnızlık hissi, boşvermişlik, başaramama inancı bizleri içinden çıkılması zor durumlara sokabilir. Hataları yapıp sürekli sil baştan başlamaya çalışmak yerine en baştan yol çizmek işimizi kolaylaştıracaktır. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

6 Nisan 2016 Çarşamba

Şans Verdim Ya

Günün Özeti: Şans verdiğimiz bir çok konu var hayatımızın içinde. Daha önce hiç giymediğimiz bir kıyafete, tadını bilmediğimiz bir yiyeceğe, hiç gitmediğimiz bir mekana, tercih etmediğimiz bir markaya, iletişimde olmadığımız bir insana ya da ilişkimize... Örneklerini çoğaltıp tonla madde ekleyebiliriz. Benim bu başlığı açma sebebim tabii ki ilişkilere verilen veya verildiği sanılan şanslar. İnsanların arasında dönen şöyle bir inanış var "şans vermek kendini kandırmaktır, hiçbir şey değişmez" Yaşanılanların çoğunluğu göz önünde bulundurulursa doğru olabilecek bir yorumlama, ancak asıl yanılgı 'biz gerçekten şans veriyor muyuz?' noktasında başlıyor. Bir ilişkiyi ele alalım; erkek kadını aldatmış olsun. Kadın da önce çok öfkelenmiş, çaresiz kalmış ama çeşitli düşünce ve sebeplerden şans vermiş olsun. Eğer geçmişe sünger çekemeyip, yaşananları ısıtıp ısıtıp ortaya koyar, her an aynı şey olacakmış gibi tetikte durup, huzursuz bir ortam oluşuyorsa bunun adı şans vermek değildir. Genelde insanların yaptığı budur. Ancak bunun adı gitmeme ama cezalandırmadır. İçten içe cezalandırmaya, yaşanılacak ortam bırakmamaya kadar gider bu... O yüzden ilişkilerinize şans vermek durumunda kaldıysanız, bu durumu ve eylemlerinizi gözden geçirin. Hareketlerinizi ve karşı tarafı iyi analiz edin. Şu aşamada oluşan ön yargılar iyi bir dost olmaz size. Hayat kendinizi negatif iletişimlere maruz bırakmayacak kadar kısa. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

5 Nisan 2016 Salı

Akran Zorbalığı Diye Bir Şey

Gün Özeti:
Hiç bir çocuğun ne büyüklerden ne de başka bir çocuktan şiddet( fiziksel/duygusal/sözel) görmesine izin verilmemeli. Çocuk bunlar diye masumlaştırdığımız; ancak kendi içlerinde fazlasıyla acımasız davranışlar sergileyerek, büyük izler bırakan, genelde zarar görmeyen tarafların görmezden geldiği, asla es geçilmemesi gereken bir konu... Bilinmelidir ki görmezden gelindikçe yükselişe geçecek, doğru bir şekilde müdahale edilmesi gereken hassas bir durum... Aslında maruz kalandan çok bunu yapma eğiliminde olanın ebeveynlerinin dikkatli olması gerekli, ancak başedemeyeceklerini düşündükleri ve kimden ögrendiğini, nasıl pekiştiğini itiraf edemeyecekleri için, büyük şikayetler gelmedikçe sessiz kalmayi tercih edeceklerdir. Ama bunun bedelini de farklı sebeplerden ödeyip daha farklı kördüğümleri çözmek zorunda kalacaklarını da unutmamalıdırlar. Öncelikle şu saçmalıkları zihninizden çıkarın 'çocuklar kendilerini savunmayı ögrenmeli, meseleleri kendileri halletmeli, hayatın bir gerçeği, böyle böyle büyüyecek...' Size bu cümleler kuruluyorsa ortada sandığınızdan daha büyük bir problem var demektir, kurcalamanız istenmemektedir. İçinden çıkılmayacak sonuçlara maruz kalmadam hemen harekete geçin. Ne çocuğunuzu ezdirin, ne de çocuğunuzun bu tarz hareketlerine karşı üç maymunu oynayın.  Zorbalık ancak aileler, okul, öğretmenler, psikologlar, aile ve öğrenci koçları arasında sağlanacak uzun dönemli işbirliğiyle ortadan kalkabilir. Bu yüzden duyarsız kalmayın. Mutlaka bir uzmandan yardım alın. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

4 Nisan 2016 Pazartesi

Çocuğuma Yetmiyor

Günün Özeti: Çocuğunuz yapılan hiç bir şeyin değerini bilmiyor, mutsuz ve uyumsuz mu? Size kötü bir haberim var. Tek sorumlu sizlersiniz. Çevresinde ona temas eden yakın çevresi... Onun her istediğini almak, hatta o istemeden, ihtiyaç duyup duymadığının bile farkında olmadan hayatını doldurmak. ( kurslar, oyuncaklar, kıyafetler, geziler vs vs) Tüm bunları sınırsız vermeye çalışırken bir anda işlerin yorunda gitmediğini farketmeniz... Onun için ne yapmalıyım? Onun iyi olması, mutlu olması bize şu kadara mal oluyor. İşte bu cümleler son zamanlarda sizi çaresiz hissettiriyorsa, alışkanlıklarınızı ve davranışlarınızı değiştiremiyor bu saatten sonra hiçbir şey değişmez, alıştı artık diyorsanız büyük yanılgı içerisindesiniz. Siz doğru kuralları koyup, sınırları çizip davranışlarınızı değiştirdiğiniz anda ve tabii bu değişimde kararlı olup, istikrarlı sürdürdüğünüzde değişime çok şaşıracaksınız. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


3 Nisan 2016 Pazar

Kaçma Zaman

Günün Özeti: Zaman bana yetmiyor. Kendime zaman ayıramıyorum. Yapmak istediklerim hep kalıyor. Her yerde olmak istiyorum ama hiç bir yerde olamıyorum gibi gibi tonla cümleniz varsa üstesinden gelebilmeniz için küçük önerilerim var. Ama öncesinde ufak bir hesap yapmak gerek. Diyelim ki 8 saat uyuyoruz, 10 saat çalışıyoruz, 2 saatte nereye kaybolduğunu bilmediğimiz süre var, 4 saatte yemek kişisel bakım ve genel düzeni sağlamak derkeeen gün bitti. Elimizde kalan yorgunluk, yetişmeyen programlar, yapmak isteyip yapamadığımız planlar vs vs. Planlı olmak sonradan çok zor öğrenilen ancak hayata geçirilmesi imkansız olmayan bir yetenektir. Bununla ilgili en önemli adım ertesi gün için hazırlanmış bir yapılacaklar listesi düzenlemek. Bunu yaparken de tüm yapılacaklara yaklaşık ama gerçekçi süreler belirlemek. Sınırsız süremiz varmış gibi davranmanın en büyük düşman olduğunu unutmayın. Uzun telefon görüşmelerini bırakın, hazırladığınız listeye sadık kalın, listeniz hep bir önceki günden yoğun olsun. Eğer tek başına üstesinden gelemiyorsanız mutlaka destek alın. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


2 Nisan 2016 Cumartesi

Tak Takıntı

Günün Özeti: Bizi esir almış, kısıtlayan, hatta etrafımızı da rahatsız eden ve etkileyen takıntılarımız... Genetik değil tamamen öğrendiğimiz ve öğrettiğimiz yayılmaya eğilimli parazitler... Küçük gibi gözüken, onlarla yaşamaktan çoğu zaman rahatsız olduğumuzu kendimize bile itiraf edemediğimiz görünmez halatlarımız... Bu halatlar bir süre sonra değişen yaşayış şeklimiz ve hayatın karşımıza çıkarttıklarıyla kesilmek zorunda kalabilir. Bu da bizde derin bir sarsıntı yaratabilir. O yüzden bu takıntıları önce tespit etmeliyiz sonrasında mutlaka kontrol altına almalıyız. Üstesinden gelemiyorsak mutlaka yardım almalıyız. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

1 Nisan 2016 Cuma

Geçinmeye Niyetin Var mı?

Günün Özeti: Tüm iletişimlerin temelinde olan soru... Problem yaşadığınızı düşündüğünüz kişiyle ilgili mutlaka sorun bu soruyu kendinize. Çünkü biriyle geçinmeye niyetin varsa, karşı taraftan ne gelirse gelsin yıpranmıyor insan, çileden çıkmıyor, iç dengesi bozulmuyor. Ama eğer geçinmek, huzurlu bir iletişimde olmak değilse amacınız, kavga ve sorunla besleniyorsanız taraflardan biri havlu atana kadar yiyin birbirinizi. İnanın olan zamanınıza, enerjinize belki sağlığınıza olur. İletişimlerinizi gözden geçirmeli, henüz kördüğüm olmadan her şey, bakış açınızı değiştirmeli ve ona göre davranmalısınız. Hatta problem yaşadığınız kişilere şunu sormaktan çekinmeyin: "Benimle geçinmeye niyetin var mı?" Belki onun da farkındalığının artma zamanı gelmiştir. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

31 Mart 2016 Perşembe

İnternetsiz Asla!

Günün Özeti: Hayatımızın içine enjekte ettiğimiz kitle iletişim araçları iyi yönetilmediğinde yardımsever bir arkadaştan çok bağımlılık doğuran bir alışkanlığa dönüşüyor. Hele de içsel motivasyonu henüz tam sağlanmamış, seçme konusunda henüz kriterleri oluşmamış, psikolojik olgunluk süreçleri henüz tamamlanmamış çocuklarımız bu konuda farklı derinlikte yaralar almakta... Evet internet hayatımızın parçası; bilgiye çabuk ulaşıyoruz, hızlanıyoruz, öğreniyoruz, vizyon geliştiriyoruz... Ama boşvermeyelim, çocuklarımız doğru faydalanmayı öğrenene kadar bunun için yöntemler geliştirip, kurallar belirleyip, onları teknoloji kurbani değil, çocukluğunu doya doya yaşamış, sorumluluklarıni savsaklamayan, yeteneklerini keşfetmiş birer birey olarak yetiştirelim. Bu konuda yetersiz hissediyorsanız ve çözümsüzseniz mutlaka yardım alın. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

30 Mart 2016 Çarşamba

Nerede Kaybediyoruz ki?

Günün Özeti: Ne zaman ağzımızdan çıkanlarla hareketlerimiz örtüşmez, işte o zaman inanılırlığımızı kaybederiz. Ve bununla birlikte bir çok şeyi daha... Yorgunum deyip koşturmaya devam ediyorsan, sevmediğin birini seviyor gibi davranıyorsan, kızdığın bir konuyu yok sayıyorsan ve benzeri bir çok konuyu yönetemiyorsan yakın zamanda kimse beni anlamıyor, hiçbir şey yapmak istemiyorum yönünde iç sesine maruz kalabilirsin. Yorgunsan uyu, sevmiyorsan söyle, kızdıysan içine atma... Her iletişim için geçerli bir denge unsurundan bahsediyorum. Tek anahtarı kendimizi doğru ifade etmek ve konuştuklarımızla paralel davranışlar sergilemek olan bu sinerjiyi sağlamak bizim elimizde. Kendimizin farkında olmak ve yolunda gitmeyen olayları iyi analiz etmek gerekir. Yardım alarak hızlı ve sağlam sonuçlar elde edilebilir. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


29 Mart 2016 Salı

Kararlar kararlar

Günün Özeti: Hiç düşündünüz mü bu yaşınıza kadar ne kararlar aldığınızı ve şuan hatırlamakta bile güçlük çektiğiniz, bunca harekete geçirip sonuca ulaştıramadığınız kararların acı sonuçlarını yaşadığınızı? Genelde kendimizle ilgili geniş çaplı değerlendirmeler yapmaktan kaçarız. Olmamışlıkları, içinde bulunduğumuz sıkıcı durumları anlık değerlendirme eğiliminde oluruz. Bir şeylerin kötü gitmesini hep şansızlık olarak değerlendirmek büyük yanılgı olur.  Karar almak ve bu kararı uygulamak büyük disiplin, güç ve enerji gerektirir. Henüz zaman aşımına uğramamış kararlarınız varsa lütfen onları yeniden masaya yatırıp eylem adımları belirleyin. Bu konuda desteğe ihtiyacınız varsa mutlaka yardım alın. Kararlı olmak önemli bir kazanım ve hayatınızı değiştirebilecek bir yetenektir. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

28 Mart 2016 Pazartesi

İlişkiler Neden Biter

Günün Özeti: Uğruna değişebileceğimizi düşündüğümüz bir ilişki içerisindeysek, bulunduğumuz durumu acil gözden geçirmeliyiz. Belki gelişir, daha dikkatli olur, farkındalığını arttırır ancak kökten değişmez. Bir süre değişmiş gibi davranabilir. Ancak sonra uğruna değiştiğimiz insanın aynı fedakarlığı göstermediğini düşündüğümüz anda problemler başlar. Sonra hizla kendimizi misilleme yapar gibi fabrika ayarlarına alma eğiliminde oluruz. İşte o noktada bitişe doğru hızla koştuğumuzun farkında olmalıyız. Değişmekle suçlanırız, asla kendimizi bir daha doğru ifade edemeyiz. Bu yüzden uğruna değişeceğimize inandığımız değil, var olan alışkanlık ve huylarımızla bütün olabileceğimiz birini bulma umuduyla... Geç hiçten iyidir. Sevgiler

27 Mart 2016 Pazar

Bir Kereden Ne Çıkar?

Günün özeti: Bir kereden ne mi çıkar? Çok şey çıkar... İyi kötü hem de... Güzel bir alışkanlık edinebilmek, bir hobi sahibi olmak, en önemlisi başarmak için bir kere denemek gerek. Şüphesiz ki denemekten çekindiğimiz için faydalanamadığımız bir çok fırsat olmuştur. Yeni olana karşı olan tutuk ve eylemsizliğimiz elbette gelişmemizi engeller. Ama bundan daha sakıncalısı da bize zarar vereceği aşikar olan şeylere karşı amaaaan bir kereden bir şey olmaz tutumumuz. Hayır arkadaşım bir kereden çok şey olur bir anda insanın hayatı değişir. Adımlarımızin farkında olmalı, eğer bir kerelik sandığımız tercihlerimizin sonuçları kontrolden çıktıysa yardım almalıyız. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


26 Mart 2016 Cumartesi

Sınanıyoruz!

Günün Özeti: Eğitim sistemini, sınanma şeklini tartışacak değilim çünkü buna elimden bir şey gelmez. Yakın zamanda çocuklarımızın çoğunluğunu oluşturduğu bir kitle Yüksek Ögretime Geçiş Sınavına girdi. Hayatlarıyla ilgili büyük adımlardan biriydi... Beklentisiyle örtüşmeyen bir sonuç almış birine ne söylesek boş değil mi? Neticede sonucunu yaşayacak olana neyin aklını verebiliriz? Ne için kızabiliriz? Bence bu durumda en güzel şey konuşmayı bilmiyorsak konuşmamak. Çünkü umutsuz, işe yaramaz, beceriksiz hissettirme ihtimalimiz yüksek... Eğer mantıklı, sağlıklı, iyi bir şeyler yapmak istiyorsanız umut, güven ve hedef verin. Panik ve güvensizlik hiç bir şekilde başarıyı barındırmaz. Yanlış hareket edip üstesinden gelemeyeceğiniz sonucları  yaşamamak için lütfen yardım alın. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

25 Mart 2016 Cuma

Vicdanlı Çocuklar

Günün Özeti: Vicdanlı olmanın anahtarı sevgi. Çocuğumuzun vicdanlı olması için çok sevmek gerekiyor. Severken de örnek olmak... Sahip olduklarımızı sevelim, işimizi sevelim, arkadaşlarımızı sevelim, yaşadığımız yeri sevelim, ağacı kuşu böceği doğayı sevelim, hayvanları sevelim... Sevelim ve bunlar için bir şeyler yaptığımızı gösterelim. Bunların hepsini onun yanında yapıp örnek olalım. Onun yanında komşularımıza karşı sevecen ve yardımsever olalım. Düştüğünde ona sarılıp, onu sevelim,
bağırmak yerine... Kullanmadığımız eşyaları birlikte ayıklayıp ihtiyacı olan kişilere verelim. Paylaşmayı gösterelim. Her hatasında onlara bağırmak aşağılamak onlara sadece şiddeti öğretir. Merhametten uzaklaştırır. Bir şeyleri öğretmenin temeli örnek olmaktan geçer. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

24 Mart 2016 Perşembe

Markette Bir Gün

Günün Özeti: Çocuğunuza bir çok şeyi aynı anda ögretebileceginiz çok verimli bir etkinliğe ne dersiniz? Hadi başlayalım. Öncelikle bir kağıt ve bir kaleme ihtiyacımız olacak. İlk başta bir günlük ihtiyacı karşılayacak bir alışveriş planlanmalı... Yani yarın kahvaltıda şunlara ihtiyacımız var, öğle yemeğinde şunlar yapılacak şu malzemelerimiz eksik, akşam biraz protein depolamak için şöyle bir menü hazırlayalım, havlu kağıt çok tüketiyoruz yine bitmiş gibi konuşarak liste hazırlanmalı. Sonra bir bütçe belirlenmeli... Hatta biraz daha keyifli hale getirmek için listedeki ürünlerin karşısına çocuğunuzun fiyat tahminlerini ekleyin. Markete gittiğinizde liste onun elinde olsun. Neyi nereden alınacağını o bulsun veya sorarak öğrensin. Aldığı ürünlerin üzerini çizsin. Alışveriş bittiğinde kasada fişi o alsın. Eve gidince alınanları birlikte yerleştirin ve sonra fişte karşılaştırmaları yapın. Amaaaan ne zor iş sabrım ve enerjim yok deyip onu mahrum bırakmayın. Bu etkinlik çocuğunuzun sayısız beceri kazanmasına yardımcı olacaktır. Lütfen bir kere deneyin. Geç hiçten iyidir öyle değil mi? Sevgiler



23 Mart 2016 Çarşamba

Anlam Yüklemek

Günün Özeti: Sahip olduğumuz eşyalara, kişilere, şehirlere anlamlar yüklüyoruz. Sonra da onlardan uzaklaşmak zorunda kalınca veya kaybedince büyük yıkımlar yaşıyoruz. Bir eşyamız kullanılmayacak hale gelebilir ya da kaybolabilir, çok değer verdiğimiz biri aynı değeri bize vermeyebilir ya da hayatımızdan çıkmak isteyebilir, başka bir şehirde yaşamak zorunda kalabilir ya da farklı bir yerde yaşamak için deliriyor olabiliriz. İçinde bulunduğumuz durumu iyi analiz etmeli ve kendimizi çıkmaza sokmak yerine çözümler üretmeliyiz. Kabullenme evresini ne kadar çabuk atlatırsak o kadar hızlı sonuç elde ederiz. Çünkü bazı şeyler zamanı boş geçirmekten (herşey zamana bırakılmaz) çok daha değersiz ve en talihsiz olanı da onu kaybettikten sonra bunun hesabını yapma eğilimindeyiz. Zamanı vahlanarak boşa harcama. Çünkü o seninle birlikte durup beklemez. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


22 Mart 2016 Salı

Hangi kaynak sınırsız?

Gün Özeti: Sahip olduğumuz her şeyin bir miadı var. Bunun çoğumuz farkındayız ancak hunharca kullanmaya devam ediyoruz. Zaman, sevgi, saygı, para, enerji... daha neler neler. Peki bu kadar savrukluk nereden geliyor. Çooook eskilerden doğduğumuz andan itibaren elbette. Bizler büyürken dış etkenler, yaşadığımız ortam, olanaklarımız bizi yapılandırmaya başlıyor. Çoğu zaman sahip olduklarımızın farkında olmuyoruz ya da kaybetmeyeceğimizi sanıyoruz ve tabii her konuda hep fazlasını istiyoruz. Bazen sorgulamadan ve de uğrunda hiçbir şey vermeden almak peşindeyiz. Peki kaynakları kontrollü kullanırken değer yargılarımızın kuvvetlendiği ve asla doyumsuzlaşmadığımız hiç aklınıza gelmiş miydi daha önce? Bence bunu bir düşünün, geç hiçten iyidir. Sevgiler

21 Mart 2016 Pazartesi

Terapi de ne?

Günün Özeti: Öncelikle bize iyi gelen şeyi veya şeyleri tespit ediyoruz. Sonrasında bu etkinliklerin analizini yapıyoruz. Rutin hayatımıza engel olmayacak, başkalarına zarar vermeyecek, bizi maksimum faydayla tatmin edecek, içsel motivasyonumuzu dengede tutacak şekilde programımıza ekliyoruz. Sonrasında buna sadık kalarak, istikrarlı bir şekilde ve en önemlisi dozunda tutarak hayatımıza devam ediyoruz. Gerçekten etkinliğin ne olduğunun bir önemi yok. Kimi kitap okur, kimi yürür, kimi psikoloğa gider, kimi uyur, kimi yemek yapar... Size iyi geliyor olmasi yeterli, yeter ki doğru tespit edin... Geç hiçten iyidir. Sevgiler

20 Mart 2016 Pazar

Neden bir koça ihtiyacım olsun ki?

Günün Özeti: Çocuğumla anlaşamıyorum, öfkemi kontrol edemiyorum, mutlu değilim, terfi edemiyorum, ailem beni anlamıyor, sanırım ben iyi bir eş değilim, kimseye güvenmiyorum, zayıflayamıyorum, bağımlılıklarımdan kurtulamıyorum, uyuyamıyorum, ders çalışamıyorum, hangi üniversiteye gitmeliyim bilmiyorum, çok unutkanım, hangi mesleği seçmeliyim, mesleğime neler katmalıyım, cesaretim yok, huzurumu kaybettim, gelişemiyorum, bir şeyler yolunda gitmiyor, dengemi kaybettim, hayatın neresindeyim, çocuğumun neye ihtiyacı var, ilişki yürütemiyorum, kıskançlık duyguma engel olamıyorum, hakettiğimi düşündüğüm değeri göremiyorum, hicbir yere ait hissetmiyorum, sabırlı değilim, çok çabuk motivasyonumu kaybediyorum, boşanıyorum, hobim yok, program yapamıyorum, potansiyelimi performansa çeviremiyorum, değişim istiyorum gibi yazilabilecek binlerce durumu aşmak farkındalık kazanmak gerekiyorsa harekete geçmek için mutlaka bir koçla çalışmalısınız. Sorularınızı bana mail atarsanız kısa sürede cevap vereceğimden emin olabilirsiniz. Sevgiler


Bu Çocuk Niye Okumuyor

Günün Özeti: Çocuğum asla okumuyor. Neler yaptım bana mısın demiyor. Kitap oku dediğimde büyük sorunlar oluyor. Doğru, bu işler hadi al kitabını oku demekle olmuyor. Okuma alışkanlığı ilk önce gördüğünü taklit ederek başlıyor. Bu konuda ev içinde bir idol yoksa onun için, elbette kitabi eline almayı anlamsız bulacaktır. Diyeceksiniz ki falancanın çocuğunun evinde de okuyan kimse yok o nasıl okuyor? Emin olun onu da motive eden bu alışkanlığı için bir kırılma noktası olmuştur. Tamam şimdi gelelim biz neler yapabilirize... Öncelikle onu bir dergiye üye yapın; ona ait, takip ettiği bir dergisi olsun. Her dergi geldiğinde lütfen ilginç gelen en az bir haberi bana da oku diye talepte bulunun. Sonra ona keyifli içerikli karikatürler alın. Bol resimli, hızlı ilerleyen bir metaryel hoşuna gidecektir. Pazar günleri ondan size gazete okumasını isteyin. Birlikte beğenip bir kitap alın. O kitabın sayfalarına hangi gün ne kadar okuyacağınıza dair ortak karar vererek tarihler atın. Kitabi bitireceğiniz günü takviminize ekleyin. Ve kitabı hergün birlikte okuyun. Bunları istikrarlı bir şekilde yaparsanız, hem çocuğunuzla kaliteli ve keyifli zaman geçirmiş olursunuz, hem de okumayı onun için sempatik hale getirirsiniz. Çok okuyan bir çocuk yetiştirmek demek, ileride çocuğunuz fark yaratmaya başladığında keyifle gururlanarak onu izlemek demek benden söylemesi. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

Çocuğumla Her Şey Yolunda mı?

Günün Özeti: Bazen çocukları yeni alınmış henüz hiç bir şey yüklenmemiş bir bilgisayar gibi düşünüyorum. Her gün yeni bir şeyler yüklediğimiz, bazen kapasitesini zorladığımız, kimi zaman yanlış işlemlerle virüs kaptırdığımız veya hor kullandığımız... Sonra normal beklentileri bile karşılayamayacak duruma geldiğinde sıfırlamak için çareler aradığımız... Farkına varmak lazım ki işler yolundan bir anda çıkmıyor. Bir şeyler tökezlemeye başladığında önce küçük bir öz eleştiri yapın, farkındalığınızı artırın ve hemen ardından hiç çekinmeden, ertelemeden bir uzmana danışın. Çünkü hayatın rutin devamlılığı içinde, önemsiz sandığınız şeyler karşınıza çözümsüz büyük dağlar gibi çıkabilir. Onlara karşı farkındalığınızın yüksek ve istikrarlı olmanız umuduyla. Geç hiçten iyidir. Sevgiler. 

19 Mart 2016 Cumartesi

Çocuklarla Çalışma Keyfi

Günün Özeti: Gelişimi en hızlı gözlemlediğim, yapılandırması kolay, saf ve temiz, gayretli, en önemlisi güvendiği andan itibaren teslim olan kimi zaman beni ailesinden biri gibi konumlandıran harika çocuklarım oldu... Onların sevinçlerini paylaşmak, karşılaştıkları, baş edemedikleri, anlaşılamadıkları anlarda hayatlarına tampon olmak büyük keyif ve doyum. Ha tabii bir de onlara sormalı her gece kitaplar okundu mu sorumluluklar tamam mı diye takipte olan pazarlık kabul etmez birinin hayatlarında olması onlar için ne ifade ediyor? :) 30 yaşına doğru depar atarken hala minik gözükmemin sebebi de onların enerjileri olsa gerek... İşim bir pasta olsa üzerindeki güzel taze çilek onlar olurdu herhalde. Tabii anne babalarının da senin çocuğun olunca göreceğiz bizi böyle zorluyorsun ama, lafları da kulağımda... Bence güzel bir temenni :) Sevgiler



minik kurabiyelerim

Çörek Otu

Günün Özeti: Her sabah öğütülmüş çörek otundan bir tatlı kaşığı mutlaka yemeli deneyin. Gerçekten ben aksatmamaya çalışıyorum çünkü çok araştırdım. Bu yüzden alternatif tıp sever biri olarak uzun süredir tüketiyorum. Neler mi yapıyor? Öncelikle bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor. Yoğun iş temposunda en ihtiyacımız olan şey. Vücüdumuzda mikrop varsa, onlarla savaşıyor. Grip nezle uğramıyor. Direncinizi artırıyor. Astıma, nefes darlığına, üst solunum enfeksiyonlarına veda ettiriyor. Karaciğer, kalp, mide derken iyi gelmediği organ yok. Saymakla bitmez. Her derde deva cinsten. Tabii iki üç gün tüketip işe yaramadı demek yok. Sabah rutininize ekleyip, uyumadan başucunuza koyup uyandığınızda bir bardak suyla için. 1 ay sonra mucizeyi yaşayın. Benden söylemesi. Sonrasında teşekkürlerinizi zevkle kabul ederim. Geç hiçten iyidir. Sevgiler


Örnek Almayın

Günün Özeti: En kötü özelliğim ne diye sorsalar herhalde yürümeye karşı olan antipatim diyebilirim. Yürümek bana sadece alışveriş merkezlerinin içinde zulum gelmiyor sanırım. Utanmasam gideceğim yerin içine kadar park edecegim arabayı. Birileriyle buluşacaksam park sorunu olmayan bir yer olursa gelirim tabii ki ilk şartim. Taksi gideceğim yerden 10 adım ileride dursa moralim bozulur. Hatta havaalanına gittiğimde uçağın kapısı en yakın yerde olsun diye totem yaptığım da olmustur. Ha bir de yürümeyi sevmediğimden henuz alıp sırt çantamı hiçbir ülkeye gitmişliğim bile yok. (Küçücük zamanlarda bir suru yol yürüyüp şehir gezeceğim ben, yok daha neler!) Çok gezerek değil, çok fotoğraf bakarak, çok belgesel izleyerek öğrenmekte kararlıyım sanırım. Neredeyse markete bile topuklu ayakkabıyla gitme sevdamdan dolayı değil inanın. (boy 1.60 topuklu ayakkabı en iyi arkadaşım tabiki) Ama bir de madalyon var arkasındaki ise konu iş olunca sabah kalkıp 7de km lerce seans yapıp bana mısın demeyen beni de takdir eden olmuyor yani... Yaptığım yanlışın farkındayım onerim arabayı uzağa parkedin, bir durak önce inin, deniz kenarında yürüyün, ormanda yürüyün siz iyi fit saglikli olun ben 100 adim atayim mutlu olayım. (Acil koç aranıyor derinimde yatanı bulabilecek yürüyüşü sevdirecek türden) Sevgiler

18 Mart 2016 Cuma

Çocuklar için ucuz ama büyük yatırım

Günün Özeti: Disipline edilmeyen ve istikrarlı olmayan hiç bir adim sonuç getirmez. Gelişmenin yaşı yok. Son zamanlarda insanlara bakış açım acaba neresini geliştirmeli şeklinde... İnsanlar kendilerine yatırım yapmalı; hele de eğer çocuk sahip olma şansına eriştilerse çocuklarına mantıklı işe yarar yönlendirmelerle onları yormadan yıldırmadan küçük alışkanlıklar kazandırmalı. Mesela çocuğunuz anaokulundan itibaren sudoku ve kitap ile haşır neşir olmalı. Ama bunu ciddi olarak günlük rutinine eklemeli. Okumayı henüz bilmiyorsa bile resimli bir kitabın yazılarını siz okurken resimlerini size anlatmasını isteyebilirsiniz. Her gün en kolayından başlayarak sudoku yapmasını sağlayabilirsiniz. Bu iki alışkanlığın çocuklarınıza olan faydaları saymakla bitmez. İnanın bu küçük disiplinleri kazandırmak, ileride çocuğum matematiği sevmiyor, kitaba bir türlü alışamadı sorunsallarıyla boğuşma ihtimalinizi ortadan kaldıracaktır.  Ucuz gibi gözüken bir çok pahalı etkinlikten faydalı büyük yatırım... Şiddetle denemenizi tavsiye ederim. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

Bağımlılık Eğilimi

Günün Özeti: Küçük yaşlarda edinilen, insanı çoğu zaman avucunun içine alan, erken teşhis edilmesiyle daha kolay yönetilip kurtulabilecek veya yönlendirilebilecek olan bir eğilim bağımlılık. Sigara, alkol, uyuşturucu, teknoloji, kumar, yemek, alışveriş... Bu mesleğe başladığımdan beri, o kadar çeşitli, bazen garip, duyulmamış bazen ise çoğunluğun hapsolduğu bağımlılıklara karşı çalıştım ki epeyce bir fikrim oluştu.  Yöntem basit sadece kurtulmayı çok istemeli ve eylem adımları süreklilik arz-etmeli... Önce bir bağımlılığımız varsa, onunla tanışmalıyız elbette kabul etmeliyiz. (Ki bu en zor süreçtir) Genelde bağımlılıklarımızı bizden önce etrafımızdakiler fark ederler. Ancak bunu başkasından duymak hiç hoşumuza gitmez ve kabul etmek istemeyiz. İçinde bulunduğumuz durumdan istediğimiz zaman kurtulabileceğimize, bizi hiçbir şeyin tutsak edemeyeceğine inanırız. Ama durum sandığımızdan çok farklıdır. Kendinize nelere bağımlıyım diye sorun, aldığınız cevaplar hayatınızın gidişatını olumsuz etkiliyorsa ertelemeden bunun ile ilgili harekete geçin. Şimdi karar verin ve bağımlılıklarınızdan arının. Geç hiçten iyidir. Sevgiler

Korku Salgını

Günün Özeti: Bu nasıl bir korku, her yerden haberler şuraya gitme bomba patlar, oraya gitme tehlike var. Alışveriş merkezine gitme, toplu taşımaya binme, kalabalığa girme... Böyle seçeneğe sahipsen tamam da ya zorunlu olanlar... İzmir'in göbeğinde bile içimize atılan dehşet okları... Panik, endişe, güvensizlik diz boyu... İş yapamayacak şekle doğru hızla gidiyoruz. En kötüsü de elden bir şey gelmemesi. Beklemek ve bir de neyi beklediğini bilmemek... Peki devlet güvendeyiz mi diyecek ki normal hayatımıza geri döneceğiz? Ya da amaaan ne olacak artık gerekli önlemler alınmıştır deyip kendimizi telkin edebilecek miyiz? Sürekli dehşet verici söylemler, her an bir şey olabilirmiş hissiyatı, dayatması... En ufak bir balon patlamasına, egzoz sesine yüreğimiz pır pır ederken motivasyonumuzu yüksek tutabilmek, hiçbir şey olmamış gibi devam edebilmek büyük başarı.


17 Mart 2016 Perşembe

Hadi Kalk Bir Bardak Su İç

Günün özeti: Doktorrr sıvı tüketme sorunuma bir çare... Hayatım boyunca hiç bir zaman şu sıvılarla aram düzelmedi. Bir insan nasıl bu kadar sıvı tüketme özürlu olur inanın kendime şaşırıyorum. Su, ayran, süt, kefir, salep, çay, meyve suyu, kola, gazoz, soda, alkol, kahve... Hiç biri iyi arkadaşlarım değil. Bazılarını hiç bazılarını da zorla ictiğim ama bir kaçını tüketmek zorunda olduğum destek ünitelerim. Ya da hepsini geçtim; şu su tüketimimi artırmak için bir şeyler yapmam şarttı. Telefonuma su içme uyarısı yapan bir program yükledim. Kontrolü bende olan bir şeyin bana su içirmesi pek mümkün olmadı. İlk deneme basarısızdı. Ardından kendime güzel güzel bardaklar termoslar aldım. Yaşam alanıma yerleştirdim. Gözüme hoş gözükür, elime çarpar içerim diye... Sonra bol baharat tükettim bol bol susamak için... (Mide sorunu olmayanlara öneririm) Sonra küçük notlar yapıştırdım oraya buraya... Baktım cok efektif değil, bir koça ihtiyacım var; beni motive etmeli, hatırlatmalı, atladığımda bana sonuçlarını sıkılmadan söylemeli... Benim yaşam koçum anneme başvurdum. Artık günde 3lt su tüketiyorum. Canım annem iyi ki varsın. Güzel bir cilt, sağlıklı bir yaşam için su, illa ki su.



Kilo Vermeli

Günün özeti: Bir koçun da çoğu zaman başka bir koça ihtiyacı olabilir. Bunu hep söylerim. (Buna terzi her zaman kendi söküğünü dikemez da diyebilirsiniz) Benim de gerek kullandığım ilaçlar, gerek genetik faktörler, gerekse yanlış beslenme yüzünden kilolarım dönem dönem canımı sıkmıştır. Yine yaza doğru hızlıca koşarken bir panik hali sardı ve İzmir Medical Park Hastanesi Diyetisyenine başvurdum. Arzum 56 kg dan 48 kg ya inmekti. Tam bir fiyaskoydu. Motivasyonu düşük, empati yoksunu, sanki ölmüşte gömülmemiş birinden destek almak saçma bir adımmış çabucak anladım. (Araştırmadan diyetisyene mi gidilir?) Baktım ki olmayacak para çöpe gitti, e harekete de geçmem gerek yılmadım, hemen kendime günlük ihtiyacım olan 6 öğünlük bol alternatifli besleyici ama düşük kalorili bir liste hazırladım. Yani aldım iğneyi diktim söküğümü. (Olan parama oldu tabi) 2 hafta oldu. 2 kg gitti bile :) Ne olacak 2 haftada 2 kilo demeyin sakın, kilolar kastan değil yağdan gidince yavaş giden kilo geri gelmiyor. En önemlisi yeme alışkanlıkların değişiyor, diyetteyim psikolojisine girip yılmıyorsun çabucak,  moralin de bozulmuyor.  Bir şeyi isteyipte başaramayacağına inanan var mı oralarda?

Ne iş yapıyorsun?

Günün Özeti: Yeni bir ortama giriyorsunuz ya da yeni biriyle tanışıyorsunuz, konu dönüp dolaşıp "Ne iş yapıyorsun?" a geliyor; evet keşke tek kelimeye sığacak bir mesleğim olsa ya da yaptığım işi söylediğimde ardından bir kaç açıklayıcı cümle eklemek ihtiyacında hissetmesem kendimi... Son zamanların popüler görülen ve maalesef iyi olduğuna inandığı konuda başkalarına akil veren kişilerin de bolca bu çatı altında toplandığı, henüz hak ettiği değeri göremeyen, ancak çalışıp fayda görenlerin referanslarıyla büyüyen profesyonel koçluk hizmetleri... Ve koç olmak için alınan tonla alternatifli ve bitmeyen eğitimler. evet ben de aldım ama açıkçası aldığım eğitimler sadece bir haritaydı acemiliğimi atabileceğim bir çok vakıanın içine düşmek beni bu mesleğe ısındırdı ve yüreklendirdi. Şanslıydım. (2011 yılında bana maruz kalanlara sonsuz teşekkürler.) Her dokunduğun insanin parlaması, mesleki deformasyondan yakin çevrene tepkisiz kalamayıp küçük mentörlükler derken içinden çıkamadığım bir yolculuk. Hele de içine girdiğin hayatların hızlı gelişimlerini gördüğünde duyduğun haz. Tarifsiz. (Asla akil vermek değil. Çünkü kimsenin aklı kimseden ustun değil. Ya da akıl akıldan üstündür ;p ) Çözümsüz hisseden kişiye konuşmak küstahlık etmek hiç değil. (Yani bekara koca boşamak kolay demeyin.) Durumu çözmek ya da gelişmek için eylemsizlik hastalığına yakalanmışların elinden tutan önünü görsün diye yolunu aydınlatan yol arkadaşı...  Her koçun bir tarzı var. Sanırım ben hiçbir zaman ruhani bir koç olamadım ve bundan sonra da tarzımı değiştirmem zor. Benim işim eylemlerle. Tespit edelim, karar verelim ve yürüyelim ana formülüm. Takipçi, ısrarcı ve detaycı (Gerekirse yola çıktığın kişinin iyiliği için çatışmacı.) İşte ben buyum. İşimi seviyorum.